fall out

English-Turkish Translation

  1. (a) bozuşmak, çatışmak, kavga/münazaa etmek.
    J. and P. have fallen out with each other over the education
    of their children. (b) (vaki) olmak, vukua gelmek, cereyan etmek.
    Everything fell out as we hoped. It fell out that … (c)
    ask. sıradan ayrılmak, dağılmak.
    fall out! Dağıl!
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

atomic fall out
radyoaktif serpinti
fallout

radioactive fallout = fall-out ile ayni anlama gelir. (a) ışınetkin çökelti, radyoaktif tortu, (b) ışınetkin kül/döküntü. Noun
fallout
yan-ürün, beklenmedik sonuç/akibet. Noun
fall out (with)
çekişmek Verb
fall out (with)
münakaşa etmek Verb
fall out of
kurtulmak Verb
fall out of favor
gözden düşmek Verb
fall out of favour
gözden düşmek Verb
fall out of love (with)
aşkı bitmek Verb
fall out of love (with)
artık sevmemek Verb
fall out of step
adımlarını uyduramamak Verb
fall out of step with something
birşeye ayak uyduramamak Verb, Idioms
fall out of step with something
birşeye uyum sağlayamamak Verb, Idioms
fall out of step with something
birşeyden kopmak Verb, Idioms
fall out of step with something
birşeyden uzaklaşmak Verb, Idioms
fall out of use
artık kullanılmaz olmak Verb
fall out of use
kullanılma z olmak Verb
fall out of work
işini kaybetmek Verb
fall out of work
işsiz kalmak Verb
fall out with sb
biriyle bozuşmak Verb
fall out with someone
biriyle tartışmak Verb
fall out with someone
biriyle çekişmek Verb
fall out with someone
biriyle kavga etmek Verb
fall out with someone
biriyle didişmek Verb
fall out with someone
biriyle ağız dalaşına girmek Verb
get a fall out of sth
(US) en iyiyi seçip almak Verb
take a fall out of sth
(US) kendisine en iyisini ayırmak Verb
fall-out

radioactive fallout = fall-out ile ayni anlama gelir. (a) ışınetkin çökelti, radyoaktif tortu, (b) ışınetkin kül/döküntü. Noun
fall-out
yan-ürün, beklenmedik sonuç/akibet. Noun
fall-out
fallout = fall-out ile ayni anlama gelir. (a) ışınetkin çökelti, radyoaktif tortu, (b) ışınetkin kül/döküntü.
English-Turkish phrases from Zargan's own database